Köy Enstitülerinin 79. yılında Aydınlanma Onur Ödülü Erdost’a
18 Nisan 2019
17
Nisan tarihi bizler için, ülkemiz için çok önemli ve değerli, eğitim yoluyla
aydınlanma ışığının yakıldığı, toplumsal bir dönüşüm tasarımının, bir yasanın
hayata geçtiği tarihtir. Köy Enstitüleri; yalnızca “köyün canlandırılması”
için öğretmen yetiştiren bir eğitim modeli değil, aynı zamanda ülkemiz aydınlanma
hareketinin, ilerici, devrimci toplumsal değişimin, yenilenmenin dinamiğidir. Köy
Enstitüleri; bir insanlaşma, toplumsallaşma projesidir. Anadolu insanın özgürlüğe-aydınlanmaya
yürüyüşünün adıdır. Anadolu topraklarında ulusaldan evrensele yürüyüşün,
özgüvenin, aşılamayan özgün bir eğitim sisteminin adıdır.
Biz yaparız, biz
üretiriz, biz başarırız demenin adıdır. Korkuları yenmenin destanıdır. İlerici bir
toplumsal değişim projesi- kültür devrimidir. Özünde Köy Enstitüleri, bir
özgürleşme eylemidir, Genç Türkiye Cumhuriyetinin 1940 yılında gerçek kılmayı
amaçladığı büyük ütopyasıdır. Aradan geçen 79 yılda hala özlenen, niteliğine
erişilemeyen, kamusal eğitim kurumları olan Köy Enstitülerinin ülkemiz
tarihinde özel bir yer almasının önemli nedenleri vardır.
Köy
Enstitüleri; Türkiye eğitim tarihinde özel bir yere sahiptir. Köy
Enstitülerinin en güçlü ve günümüzde bile asıl önem taşıyan yanı uyguladığı
“İşe, Üretime Dayalı Öğretim” yaklaşımıdır. Bu yaklaşım, öğrenmenin
ancak bireyin kendi gözlemlerine dayanarak, doğal ortamda kendini
gerçekleştirmesi sonucunda oluşabileceğini ileri sürmektedir. Köy Enstitüleri, orta
çağ koşullarındaki köy çocuklarının gerçek bir öğrenme ortamında (tarla,
atölye, işlik, tiyatro salonu vb), kendi ilgi ve yeteneklerine göre seçtiği
değişik etkinliklerle (tarım, hayvancılık, yapı işleri, marangozluk, arıcılık,
müzik, halk oyunları, spor, tiyatro, okuma, resim yapma vb.) kendini en iyi
şekilde gerçekleştirerek (üretim yapma, ürün elde etme, ekip içerisinde farklı
roller ve sorumluluklar alma, eleştiride bulunma, hesap verme veya hesap sorma,
usta öğretici veya öğretmenle birlikte öğrenme vb) öğrenmelerine olanak sağlayan
bir kurumsal yapıya sahipti. Böylece öğrenciler yaşama, üretici bir yurttaş
olarak hazırlanıyor, özgüven kazanıyordu. Kendisine biçilen, köylüye önderlik
yapma rolünün gerektirdiği birçok beceriyi kazanmış olarak köye geri
gönderiliyordu. Köy Enstitülerinde dünyaya örnek olmuş, ülkemize özgü bir
öğretmen yetiştirme modeli kurulmuş ve başarıyla uygulanmıştır.
Köy Enstitüleri; Türkiye demokrasi
tarihinde özel bir yere sahiptir. Demokrasinin seçimlere indirgendiği
ama seçimlerin sonuçlarına bile saygı duyulmadığı günümüz ortamına karşıt
olarak, gerçek anlamda demokrasinin yaşandığı, bireylerin kendini özgürce ifade
edebildiği, eleştirmenin ve eleştirilmenin doğal olduğu kurumlar olan Köy Enstitüleri,
mezun ettiği öğrencilerin bu demokratik düşünce biçimini çalışma hayatlarında gittikleri
yere de ulaştırması nedeniyle demokrasimize unutulmaz bir hizmette bulunmuştur.
Köy Enstitüleri; Türkiye
aydınlanmasında özel bir yere sahiptir. Eğitimde dini kuralların değil
çağdaş, bilimsel kuralların uygulayıcısı ve mezuniyetlerinde uygulatıcısı olan
öğrencileri sayesinde, yurdun 21 yöresinden yurdun her köşesine bu aydınlığı
ulaştırması nedeniyle pek çok insanın aklını örümcek ağlarından kurtarmıştır. Tonguç’a
göre, eğitimin asıl amacı, “halk
kaynağını harekete geçirmek, üstündeki karanlığı kendisinin atmasını sağlamak” tır.
Köy Enstitüleri; Türkiye’de bireyin
özgürleşmesinde özel bir yere sahiptir. Aydınlanmayı ve demokrasiyi gerçekleştirebilecek
akıl sadece özgür akıldır. Köy Enstitüleri, öğrencilerine verdiği eğitimle
onları özgürleştirmiş ve köy enstitüsü mezunu öğretmenler gittikleri her yere
özgürlüğün güzelliğini taşımış; Bu sayede tarikatların, cemaatlerin,
geleneklerin baskısı altındaki pek çok insanın özgürleşmesine katkı
sağlamışlardır. Bu çerçevede Hasan-Ali Yücel ve arkadaşları eğitimi Türkiye’nin
geleceği olarak görürken günümüzde, eğitim araçsallaştırılarak ülkenin geleceği
karartılmaya çalışılmaktadır.
Köy Enstitüleri; Türkiye sanat ve
edebiyat, mimarlık tarihinde özel bir yere sahiptir. Öğrenimleri
boyunca okumaya, yazmaya, sanata, edebiyata özel önem veren öğrenciler mezun
olduklarında Türkiye’nin en önemi yazarları, ressamları, müzisyenleri olmuşlar ve pek çok öğrenciye
sanatın, edebiyatın güzelliğini yansıtmışlar, bireylerin kendilerini
geliştirmelerine yardımcı olmuşlardır. Hem Köy Enstitüsü yapıları, hem de mezun
öğrencilerin ve halkın katkısıyla yapılan okul binaları, Türkiye’de hem halka
hem de mimarlık eğitimine özel katkılar sağlamıştır. Bugün hala ayakta
kalabilen binalar, mimarlık öğrencileri için inceleme ve uygulama alanı olarak
kullanılmaktadır.
Köy Enstitüleri; Türkiye direniş
tarihinde özel bir yere sahiptir. Köy Enstitüsü öğrencileri okullarında
her türlü haksızlığa ve baskıya direnmeyi öğrenmişler, mezun olduklarında; çeşitli
düzeylerde tehdit, sürgün, iş kaybı riskine rağmen hem bireysel olarak, hem de toplu
biçimde çeşitli öğretmen örgütlerinde bu direnişi taçlandırmışlardır.
Köy Enstitüleri; Türkiye’de bilimsel
düşünmenin tarihinde önemli bir yere sahiptir. Köy Enstitüsü
öğrencileri sadece derslerde, akademik bağlamda değil, tarımda, hayvancılıkta, dokumada,
yöreye uygun faaliyet alanlarında, binaların, santrallerin yapımında bilimin ve
bilimsel düşünmenin çıkarımlarını hayata geçirmişler, mezuniyetlerinde bunları
halka yansıtmışlar ve “hayatta en hakiki mürşit ilimdir” ilkesini
hayata geçirmişlerdir. Onlar ve onların yetiştirdiği öğrenciler Türkiye bilim,
eğitim ve kültür tarihinin en önemli insanları olmuşlardır.
Köy Enstitüleri; Türkiye’de kadın
haklarının elde edilmesinde özel bir yere sahiptir. Her ne kadar günümüzde kadınların
kazanımlarının pek çoğu yitirilse de Köy Enstitüleri, ikinci sınıf sayılan, çocuk
yaşta gelin edilen, ‘soframızdaki yeri öküzümüzden
sonra gelen’ kadınları, köylerinden alıp öğretmen yapmış ve bu öğretmenler
köylerdeki binlerce kız çocuğuna örnek olmuştur. Kadınlar hayatın içinde var
olabileceklerini, hayata katkı koyabileceklerini öğrenmiş ve bu sayede pek çok
kazanım elde etmişlerdir.
Bizler YKKED üyeleri olarak Köy Enstitülülerin
eğitim anlayışını, demokratik, özgür, bilimsel düşünce yapılarını, sanatın
yaşamın en önemli olgusu olduğuna ilişkin kanılarını, onlardan örnek aldığımız
dirençle savunmayı sürdürecek ve aydınlanma ışığını söndürmeyeceğiz. Kuruluşunun
79. Yıl dönümünde Köy Enstitülerini, kurucularını, öğrencilerini, imecede yer
alan tüm güzel insanları saygıyla selamlıyoruz.