Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
KEŞKEK KAZANDA EFE MEYDANDA

15. YILDÖNÜMÜNDE NİHAT SARGIN YOLDAŞIMIZIN MEZARI BAŞINDA
Sevgili Nihat Sargın abimizin sevgili dostları,
Sevgili arkadaşlar,

Abimizin konuşması ülkemizin belli başlı sorunlar çevresinde sürekli patinaj yaptığını çağrıştırıyor. Sorunlar, gelişmenin, ilerlemenin kardeşidir. Hiç bitmeyecekler. Her çözüm insanlığı ilerletir. Ancak aynı sorunlar etrafında dönüp durmak yalnızca ve yalnızca çürütücü oluyor, yurttaşlara eziyet veriyor, insan ömürlerini tüketiyor. Her nesil ve aynı sorunlar. Gelsin baskı gelsin hapishane…
Sevgili dostlar,
Nihat Sargın diyor ki, toplumda bir bölüm yurttaş anti demokratik tehdit altındaysa tüm toplum tehdit altındadır. Er geç herkesi vurur, kaçınılmazdır.
Neden tüm yurttaşlar, toplumsal ve siyasal hareketler tehdit altındadır?
Çünkü yasaklar, baskılar somut bir sistemi korumak için konulur. Otoriter iktidarlar katı sınırlar çizer. Bu sınırları tartışan, zorlayan kim varsa hışmından payını alır. İşte bu nedenle toplum boyun eğdiği sürece sorun yoktur. Ne zaman bu sınırlar tartışılmaya başlanır, “ne oluyoruz yahu” denir, sınırlar her yurttaşın kapısına kadar daralır.
Buradan hepsine selamımızı yollayalım.
Dört yıla yakındır Silivri’de tutsak, seçilmiş Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay, uzun süredir mevcut durumda otoriterliğin ana ilkesinin “ikili hukuk/ikili idari işleyiş” olduğunu yazıyor.
Şöyle özetleyebiliriz: Ana ilke otoriterliğin sonsuza kadar devamıdır. Buna uymayan, bir ucundan da olsa tartışan her yurttaş, toplumsal ve siyasal hareket “gayrı meşrudur”. Öyle ki yurttaş yaptığının farkında bile olamayabilir. Ufaktan bir eleştirel tutumu bile tecrit, gözaltı, hapislik için yeter.
Böylece bütün yasalar ve kamusal işleyiş otoriterliğin bekası süzgecinden geçerek yorumlanmakta ve uygulanmaktadır. “İkili işleyişin” hangi tarafına düşeceğinizi bir yurttaş olarak Anayasal, yasal haklarınız belirlemez. Otoriterlik karşısında “biat” edip etmemeniz belirler.
Sevgili Can Atalay, otoriterliğin “ikili hukuk/ikili idari işleyiş”i “katılımcı otoriterlik” ile desteklemeye çalıştığını söylüyor. “Katılım” ve “otoriterlik” yan yana gelince tam bir oksimoron durumu oluşuyor. “Karanlık içindeki aydınlık” gibi “sessizliğin sesi” gibi. Vurguladıkları karşıtlıklar içinde bizlere bir şeyler anlatırlar.
“Katılımcı otoriterlik” özetle “benim iktidarımı tartışma, sana bir alan açayım”dır.
İşte bu nedenle hapisteki demokratlar tutuklu veya mahkûm değil tutsaktırlar. Rehindirler. Bir toplum sözleşmesini, yasayı çiğnedikleri için değil otoriterliği tartıştıkları için rehin tutulmaktadırlar. Otoriterlik her gün topluma boyun eğin çağrısı yapmaktadır.
Açılımlar, süreçler, vaatler hep “iktidarımı tartışmayın, sınırlarınızı bilin, size rahat vereyim” mesajı vermektedir. Silahsız siyaset, silahın siyaset dışına atılması gibi hem ülkemizi hem bölgemizin geleceğini belirleyecek olumlu çağrılara; “katılım otoriterlik”e bulanmış karşılıklar veriliyor.
Her koşulda toplumun geleceğini savunanlara selam olsun.
Dün Nihat Sargın abilerimiz hak ve özgürlükler için bedel ödediler. Bugün onlar dirençleriyle ülkemizin geleceğini sırtlanmış taşıyorlar.
Onlar dik durdukça yüzlerce sayfalık suçlamalar yurttaşlarımızın gözünde değersizleşiyor, her gün onlarca gazete, televizyonun, bütün kamu olanaklarının bombardımanıyla sürdürülen propagandalar bir işe yaramıyor.
“Yurttaşlar, toplumsal ve siyasal hareketler ve partiler özgürce örgütlenebilmeli ve düşüncelerini ifade edebilmelidir.”
Ülkemizin aydınlık geleceği ancak böylesi bir ortamda yeşerip filizlenebilir.
Bunun adı yıllar önce içinde Behice Boran, Nihat Sargın yoldaşlarımızın da yer aldığı emektarlarımızca konulmuştur. “Demokratikleşme”dir, demokratik bir ortam kurmaktır.
Yurttaşlık haklarımızı garanti altına alan, kurallara ve kurumlara dayanan Cumhuriyetimizi demokrasi ile tamamlamaktır.
Bir kez daha hepimizin adına hapisteki arkadaşlarımızı selamlıyorum.
Selam Dünya’nın ve Türkiye’nin Aydınlık Geleceğine…
16 Kasım 2025

