Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
BUTİK ZEYTİNYAĞI ÜRETİCİLERİ ALAÇATI’DA BULUŞUYOR
Haber Öznur Karakurt -Hem iç yolculuklarını hem de sanat yolculuklarını doğanın muhteşem güzelliği ile birleştirmek için on bir fotoğrafçı yüreklerindeki fotoğraf aşkı ile sisler içindeki yaylaları belgelediler.
Rizeli Fotoğraf Sanatçısı Yunus Koç, kendi memleketinin güzelliklerini diğer fotoğrafçılarla paylaşmak, bu sevdayı yaşatmak adına Fotoğraf Sanatçısı ve Fotoğraf Öğretmeni Öznur Karakurt’un da katıldığı bir fotoğraf kampı düzenledi.Rehberleri aynı zamanda kaptanları o yörenin insanı ve o yörenin coğrafyasını çok iyi bilen Osman Karali idi. İklime ve coğrafyaya çok hakim olan Osman Karali fotoğrafı bildiği için ışığın izinde fotoğrafçılara adım adım yayla sevdasını yaşattı. Beş gün boyunca her gün ayrı bir yaylada konaklayan fotoğrafçılar Borçka ‘da Karagöl, Macahel, Badara, Ayder, Sal, Pokut, Avasur, Elevit, Gito’nun sisli bulutlu masalsı havasında kendi sevdalarını Karadeniz’in sevdasıyla birleştirip fotoğraf çalışması yaptılar. Çayeli’nde çay topladılar. Karadeniz’in ruhuna indiler. Borçka da Kara Göl’ün huzurunda kendi iç dünyalarındaki huzura ulaştılar.
Macahelde siste, Gülün Adı fiminin tadında, sisler içinde Maral şelalesinin çekimlerini yaptılar. Badara’nın yansımalarında kendi iç dünyalarını aradılar. Ayder’in Alpleri aratmayan görüntüleri arasında ülkemizin zenginliğini gördüler. Sal, sisler içinde tam bir masaldı, kendi masallarının kahramanı oldular.
Pokut ise bir sevdaydı ümitsiz aşk gibi ulaşılmayan aşklarına kavuştular. Avusor ise Kaçgarların eteklerinde gizli kalmış bir madendi. Hem de çok kıymetli bir maden 2300 Metre yükseklikte bambaşka bir dünya. Sisler arasında bulup kavuşup tekrar kaybettikleri bir hayaldi. Yaklaşık 50 ev mevcuttu , evler çığ tehlikesinden dolayı genellikle bir insan boyundan kısaydı.
Avusor yaylasının kadınlarının yöresel türkülerini sisler arasında duydular. Huzuru, acıyı soran, hasreti sevdayı aşkı barındıran bir sesti. Bu sesi görüntüleyememenin acısı vurdu fotoğrafçıların yüreğine.
Elevit’te ise nehirlerin arasında rüyalarda görülecek güzellikte bir yaylada çekimlerini yaptılar. En son Gito Yaylası’nda bulutların üstünde gökyüzünün altında doğanın tadını çıkardılar. Uçurumda salıncağa binerek Karadenizlinin gözü karalığının nereden geldiğini gördüler. Bulutlar ülkesinde salıncaklar bulutlara karşıydı .Bulutlar ülkesinde özgürlüğün, doğal yaşamın tadını yüreklerinde hissedip, fotoğraf karelerinde kendi masallarını görüntülediler.